Türkiye’de millet olmak ve devlet olmak için hukukun üstünlüğünü ve demokrasiden asla ve asla ayrılmamak lazım!

Bugünlerde sizlere birçok, kişi birçok nedenden dolayı hukukun, anayasanın ve demokrasinin çalışmadığını ifade edebilir ve hatta sizi bu konuda ikna bile edebilir. Ama unutmamak gerekir ki asla ve asla hukukun üstünlüğü olmadan, demokrasiye bağlı kalınmadan anayasa ayakta durmaz. Anayasa durmazsa ya da anayasaya uyulmazsa birey olma hakkımız insanca yaşayabilme becerimiz asla ve asla normal olmaz.

Sosyal medya yayınlarında birçok yayıncı hukukun üstünlüğünü gölgeleyecek söylemler içinde olduğunu görmekteyim. Yayıncıların yaptıkları yorumları vatandaşlar ile sohbet ettiğimizde ise bazı insanlar yorumlara hak verirken bazı insanlar kafaları karışmış olduğu görünmektedir.

Hukukun üstünlüğüne gölge düşürecek her yorum ne yazıkki toplumsal yaşamı, toplumsal kültürü yok etmek adına söylenmiş sözler olduğu unutulmaktadır.

Hukukun üstünlüğü aynı zamanda sistemi diri tutarken geleceği de teminat altında tutmaktadır. Dolayısıyla bir kişi annesini babasını nasıl seviyorsa, evladına nasıl davranıyorsa hukukun üstünlüğüne de o derecede sahip çıkmalıdır. Hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi savunmamanın hiçbir mantığı hiçbir çıkarı ve hiçbir gerekçesi yoktur.

Hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi gölgelendirmeyorum emin olun ki gelecekten ve günümüzden çalınma anlamına gelmektedir. Günümüzden ve geleceğimizden çaldırmamak için her platformda her ortamda hukukun üstünlüğüne bağlı kalarak demokrasiyi savunmamız şarttır.

Siz siz olun demokrasi gölgelendirmeye çalışan, hukukun üstünlüğünü gölgeleyen her kişiyi anayasanın size verdiği değer yargılar ile eleştirin ve ilgili makamlara şikâyet edin.

Ülkemizin ve geleceğimizin yegane teminatı hukuka sahip çıkmak ve demokrasiyi yüceltmekten geçmektedir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurduğunda, kendi söyledikleri bilimle çakıştığında bilimi tercih ederek Türkiye Cumhuriyeti Devletini sonsuza dek savunmamız gerektiğini söylemiştir. Dememiştir ki kendi sözünün önemli olduğunu ve asla o sözden çıkılmaması gerektiğini bize söylememiştir. Bilimden çağdaşlıktan Cumhuriyet’ten asla vazgeçmemiz gerektiğini her beyanında, her sözünde bizlere söylemiştir. O günün o şartlarında ileri görüşlüsü ile bunlar ifade edilebiliyorsa, bugün kayıtsız şartsız aynı kararlılık hareket etmemiz gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyüklüğü ve anlamı yalnızca hukukun üstünlüğü kavramı üzerinden olacağı asla unutulmamalıdır.

Bu ülkede yaşayan ve bu ülkeyi seven her bireyin kayıtsız şartsız hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye sahip çıkması şarttır. Bu günümüz ve yarınınımız için birlikte hareket etmek adına anayasanın bize verdiği tüm hakları kullanarak birlikte ve diri durma zamanıdır. Birlikte ve diri durularak yapılan her iş bizi kaliteye götürür. O zaman birlikteliğimiz için diri adımlar atmaya devam etmeliyiz…