Hava Durumu

Yaşama hayat katar kadın…

Yazının Giriş Tarihi: 27.11.2018 12:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.11.2018 12:57
 

Kadının hem dinimiz için, hem ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu vurgulayan iki cümle ile başlayacağım yazıma.

"Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz! Zira siz onları Allah’ın bir emaneti olarak aldınız."HZ. MUHAMMED (SAV)

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Mustafa Kemal ATATÜRK

Yukarıda verilen değer ve yönlendirme ışığında çok şey yazmanın bir gereği yok ancak nasıl bir kirlenmedeyiz bilemiyorum ama gördüğüm şu ki ne Allah inancı ve insanlıktan nasibini alamamış yaratıkların türediğini gördüğümüz yüzyılın içindeyiz.

Türkiye’de her 4 saatte 1 kadın tecavüze uğruyor ya da şiddete maruz kalıyor. 2017’te en az 409 kadın öldürüldü ve 2018 yıllı aralık ayına kadar ise 435 kadın erkekler tarafından öldürüldü.. Her yıl artarak yükselen bu sayılar kadına uygulanan şiddetin derecesini anlamak için yeterli değil. Şiddet mağduru kadınların %92’si hiç bir yere başvurmadığından gerçek sayıyı bilmek imkansız hale geliyor. Fiziksel olmayan şiddete uğrayan kadınların sayısı ise tam bir bilinmezlik içinde. Çünkü çoğu zaman cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete uğradığımızın farkına varmak oldukça zor.

Cinsel şiddet de dahil olmak üzere psikolojik ve ekonomik şiddetlerin etkileri aynı fiziksel şiddette olduğu gibi travmatik sonuçlara neden olabiliyor. Sadece aile içinde değil, toplumsal hayatta ve iş hayatında da kadınlar sık sık ayrımcılığa, baskıya ve tacize uğrayabiliyor. Fakat şiddet aile bireylerinden, yakınlarından ya da iş arkadaşlarından geldiğinde bunun anlaşılması; kadının, haklarının ihlal edildiğini fark etmesi ve dolayısıyla yardım istemesi gecikiyor. Bu yüzden şiddete uğradığı fiziksel olarak belli olmayan bir kadının cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını dışarıdan anlamak imkânsız hale geliyor.

Bu noktada şiddet türlerini bilmek, ne zaman ve neye maruz kalındığının farkında olmak önemli. Kişinin bedeninden çok ruh sağlığını hedef alan ve genellikle sürekliliği olan eylemler psikolojik şiddet türüne giriyor. Sürekli bağırmak, hakaret etmek, sosyal ilişkiler ve dış görünüş ile ilgili baskı görmek, kıskançlık bahanesiyle kontrol altında tutulmak, tehdit, şantaj ve aynı şekilde düşünmeye zorlanmakla karşı karşıyaysanız psikolojik şiddet görüyorsunuz demektir.

Ekonomik şiddet ise ekonomik kaynakların ve paranın düzenli bir şekilde kontrol amaçlı kullanılması. Çalışan kadınlara, kendisiyle aynı işi yapan erkeklere oranla daha az maaş verilmesi iş yerinde uygulanan ekonomik şiddete örnektir. Kadının çalışmasına engel olunması, zorla çalıştırılması, koşullar el verdiği halde evin masraflarının karşılanmaması, para verilmemesi, ailenin gelir ve giderleri konusunda bilgilendirilmemesi, mal ve gelirlerine el konulması aile içinde karşılaşılabilecek olan ekonomik şiddet türleridir.

Cinsel şiddet, kadını rıza göstermediği herhangi bir cinsel davranışa zorlamaktır. Bu, sokakta tanımadığımız insanlardan geldiğinde daha fark edilir olsa da cinsel şiddete aile içinde, iş ortamında ya da arkadaşlar arasında maruz kalmak mümkün. Cinselliğin tehdit, sindirme ve kontrol etme aracı olarak kullanılması, çocukların cinsel istismarı, evlilik içi ya da dışı tecavüz, cinsel saldırı, taciz, zorla cinsel içerikli yayın izletmek, çocuk doğurmaya veya doğurmamaya zorlamak, zorla kürtaj, evlilik ve bekâret kontrolüne maruz kalmak cinsel şiddete uğrandığını gösterir.

Öncelikle kadınların şiddet türleri hakkında eğitilmesi ve kendilerine uygulanan fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel baskıların farkına varıp seslerini çıkarması kadına karşı şiddetin önlenmesi için önemli bir adım olabilir. Kadınların sadece öldürülmediği değil aynı zamanda baskı da görmediği ve hayatlarını sağlıklı devam ettirebildiği bir dünya mümkün. Yasal olarak birçok tedbirler alınmalı ama bir o kadar da alınan tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığını izlenmedir. Tabi insanın-insanla, insanın-doğayla, insanın-kültürle olan ilişkileri gibi insanın yaşam içinde bulunan her şey ile ilişkisi nasıl olması konusu çocukken işlenerek her yaşta insanlara anlatılması gerekmektedir.

Bugün T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın görevi gibi görünen bu iyileştirmelere devletin her bakanlığı öncelikli sorun olarak bakmalıdır. Yoksa kadın – erkek arasındaki yıkım ülkenin yıkımına neden olabilir.

Benden söylemesi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.